Duran, Türkiye tarihinin en ağır ve yıkıcı depremleri arasında yer alan Marmara Depremi’nin üzerinden 21 yıl geçtiğini anımsatarak, depremin acılarının ilk günkü gibi taze olduğu söyledi.
Kendisinin de depremi Sakarya’da yaşadığını belirten Duran, 17 Ağustos depreminde binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini ve yaralandığını, manevi açıdan ülkenin oldukça zor günler geçirdiğini ifade etti.
Duran, acil durumlarda iletişimin önemine dikkati çekerek, deprem sonrası bölgenin Türkiye ile iletişiminin kesildiğini, felaketin boyutunun dönemin başbakanı tarafından medyanın kısıtlı teknolojik imkanları kullanılarak duyurulduğunu hatırlattı.
“ Kurulan çadırlarda tüm imkansızlıklara rağmen mesleklerini icra ettiler”
Deprem sonrası bölgenin yeniden ayağa kaldırılması, sorunların hızlı bir şekilde çözülmesi noktasında devletin tüm kurumlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları ile özellikle de ulusal ve yerel medyanın önemli rol oynadığını vurgulayan Duran, şunları kaydetti:
“17 Ağustos Marmara Depremi’nde ailelerini güvence altına almaya çalışan gazeteciler, aynı zamanda da görevlerini sürdürmeye ve halkı bilgilendirmeye çalıştılar. İletişime en çok ihtiyaç olduğu o günlerde gazeteci arkadaşlarımız son derece kısıtlı imkanlarla, yaşamış oldukları sorunları bir tarafa bırakarak vatandaşların sorunlarının çözümü için gece gündüz demeden çalıştılar. Kurulan çadırlarda tüm imkansızlıklara rağmen mesleklerini icra eden, yaşadıkları şehrin sorunlarının çözümüne katkı sağlayan, okuyucularına gazetesini ulaştırmaya çalışan gazeteci arkadaşlarımızı da hiç unutmadık, unutmayacağız. Kendilerine şükranlarımı sunuyorum.”
“Gazetelerimizin, bundan sonra da yanlarında olmayı sürdüreceğiz”
Duran, deprem dönemi ve sonrasında gazetelerin yaşadıkları sorunların artık geride kaldığının altını çizerek, şöyle devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ve İletişim Başkanımız Fahrettin Altun’un görüşleri doğrultusunda, Basın İlan Kurumu (BİK) olarak gazetelere destek olmaya devam edeceğiz. Sunulan destek ve imkanlar, gazetelerimize özellikle de pandemi sürecinde yaşamsal anlamda büyük katkı sağlıyor. Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları arasında önemli bir konuma sahip olan gazetelerimizin, bundan sonra da yanlarında olmayı sürdüreceğiz.”
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara ve gazetecilere Allah’tan rahmet dileyen Duran, sevdiklerini kaybedenlerin acı ve kederlerini paylaştığını dile getirerek, böyle acıların bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.