Basın İlan Kurumu’nun, İŞKUR işbirliği ile başlattığı eğitim programı dördüncü haftasına girerken, basın sektörünün profesyonel isimleri tecrübelerini aktarmaya devam ediyor. Gazeteci, yazar, şair Özcan Ünlü bu kapsamda kültür sanat haberciliğinde uzmanlaşmak isteyen Yeni Nesil Gazeteci adaylarına kendi hayatını örnekleyerek mesleki aktarımlarda bulundu.
Özcan Ünlü gazetecilik mesleğiyle henüz lise yıllarındayken liselerarası bir yarışmada yazdığı bir denemenin ikinciliğe layık görülmesiyle tanıştığını şu sözleriyle anlattı; “Bu yarışma beni gerçek manada hem edebiyatla hem de gazetecilik mesleğiyle tanıştırdı. O zamanlar çok kıymetli isimlerle henüz meslek hayatımın başındayken tanışma ve çalışma şansı yakaladım. Haber yazmanın öyle kolay bir iş olmadığını da yine mesleğe ilk başladığım yıllarda öğrendim. Bir sergi haberini bana 11 kez yeniden yazdıran yöneticime çok kızmıştım ama bu tecrübe bana çok şey kattı.”
O dönemde gazeteciliğin teknik olarak imkânsızlıklarla boğuştuğunu, bilgisayar vb. şeylerin olmadığını, daktilosu olanların bile çok şanslı sayıldığını, kendisinin de bir akrabası vasıtasıyla daktiloya kavuştuğunu söyleyen Ünlü, bu teknik imkânsızlıklarla baş etmeye çalışırken diğer taraftan içerik üretmenin zorluklarından da bahsetti.
Çeşitli gazetelerde kültür- sanat sayfalarını yöneten, öykü ve şiirleri Mavera, Kardelen, Kırkikindi, Türk Edebiyatı, Endülüs gibi dergilerde yayımlanan Özcan Ünlü, aynı zamanda kültür-sanat içerikli TV programları da yapmış, eserleriyle ödüllere layık görülmüştür. 30 yıllık meslek hayatına ilk başladığı yıllardan günümüze kültür-sanat gazeteciliğinin çalışma koşullarına, bu alanda uzmanlaşmak isteyenlerin sahip olması gereken özelliklere değinirken “Yazdığınız haberin dili çok mühim. Okur sizin metninizi okurken bütün sorularının cevabını bulmalı. Kültür-sanat içinde bir alan bulup, onda uzmanlaşmaya bakın. Röportaj yapmaya giderken muhatabınız ve konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmalısınız. Örneğin, Nuri Bilge Ceylan’la röportaj yapmaya gidecekseniz, onun sinemasına dair bir arka planınız yoksa o röportaja gitmeyin derim. Unutmayın ne yaptığınız değil nasıl yaptığınız önemlidir. Yaptığınız işi hayatınıza dâhil edin. Eğer etmezseniz ne siz onun bir parçası olabilirsiniz ne de işiniz size bir şey katar. Bu işin formülü “gör – öğren – sun” olarak özetlenebilir. Bu nedenle yaptığınız iş ilk olarak sizin içinize sinmeli” tavsiyelerde bulundu.
Ünlü “Hayatımız neden konuk bekleyen/ Misafir odaları gibidir/ Üzerine beyaz çarşaf örtülmüş” mısralarıyla konuşmasına renk katarken, iyi bir gazetecinin gündemin peşinden giden değil, gündem oluşturan gazeteci olduğunu vurguladı. Beşir Ayvazoğlu, Doğan Hızlan ve Adnan Özer gibi isimlerin meslekte takip edilecek isimler olduğunu sözlerine ekleyen Özcan Ünlü, yeni nesil gazeteci adaylarının sorularını cevaplayarak eğitimini sonlandırdı.
Anadolu Ajansı Görüntülü Haberler Editör Yardımcısı Nihat Koç, Görsel Habercilik dersi kapsamında katılımcılara kamera, ışık, ses konularında bilgi verdi.
Sosyal medyanın diğer medya organlarından farklı olarak daha kuşatıcı bir etkiyle hayatımıza girmesiyle yepyeni bir dönemin başladığını, habercilik noktasında bu sayede adeta bir devrim gerçekleştiğini belirten Nihat Koç, teknolojinin gelişmesiyle bireysel anlamda habere erişilebilirliğin arttığını, daha önce bir haberin televizyon kanalı tarafından yayına hazırlanması 2-3 saate mümkün olabilirken, teknolojik imkânların gelişmesinin veri iletiminin hızlanmasına etki ettiğini ve haberin yapılış süresini kısalttığını söyledi.”
Geçmişten günümüze televizyon haberciliği konusunda bir muhabirin, habere olan yaklaşımının değiştiğini, görsel yeterlilik noktasında televizyon kanallarının büyük yatırımlar yaptığını ifade eden Koç, sosyal medyada anlık paylaşılan haber niteliği atfedilen her türlü içeriğin, herhangi bir mesleki ilke ve etik kurala tabi olmaksızın yayıldığını bunun kaçınılmaz olarak manipülasyona açık bir durum olduğunu belirtti.
Genç gazeteci adaylarına kamera, ışık, kompozisyon konularında tecrübelerini aktaran Nihat Koç: “Kameranın sahip olması gereken çeşitli unsurlar vardır. Bir kameramanın yetişme süresi bir ile üç yıl arasında değiştiğinden bu süreçte iyi bir görüntünün nasıl elde edilebileceği, kameranın teknik olarak sınırları ve olanaklarının kavranması gerekir. Aksi durumda elde edilenler pek bir işe yaramaz” diyerek bir muhabir ya da kameramanın tecrübe ve bilgisiyle izleyiciyi haberin kalbine nasıl götürebileceğini anlattı.
Basın İlan Kurumu’nun, İŞKUR işbirliği ile düzenlediği eğitim programının dördüncü haftası, uzman konukların katılımıyla kriz ve barış haberciliği, haber fotoğrafçılığı, dijital habercilik gibi konularla devam edecek.