KOCAELİ/BİK- Kurumun Kocaeli’nin Darıca ilçesinde bulunan Bayramoğlu Tatil Köyü’nde düzenlenen eğitim seminerinin açılışına Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi Yakup Karaca, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Basın İlan Kurumu Yönetim Danışmanı Prof. Dr. Metin Kazancı ile Kurum müdürleri ve çalışanları katıldı.
Genel Müdür Yakup Karaca, açılışta yaptığı konuşmada, katılımcılara seminere iştirak etmelerinden dolayı teşekkür ederek, her yıl mutat yapılan seminerin hayırlı olmasını diledi. Valiliklerle ilanların dağıtılması noktasında aynı işi yaptıklarını anlatan Karaca, bu görevin yapılması esnasında yaşanılan sorunların çözülmesi, bilgi alışverişinde bulunulmasının yanı sıra Basın İlan Genel Kurulu’nda kabul edilerek Resmi Gazete’de yayınlanması beklenen “Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği”nin seminerin ana gündemi olacağını dile getirdi.
67 sayılı Genel Kurul Kararı olarak bilinen mevzuatın maddelerinin yıllar içinde eskidiğini, miadını doldurduğu, günümüz şartları dikkate alındığında bir takım isabetsizliklerin olduğunun görüldüğünü belirten Karaca, “Nihayetinde uzun süren çalışmaların ardından yeni Yönetmeliğimizi hazırladık. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma, Yönetim Kurulu üyelerine, Mustafa Arslan Bey ve Ahmet Özdemir Bey’e hususiyle teşekkür ediyorum. Bizzat çalışmalarda bulunarak Yönetmeliğin hazırlanmasındaki ciddi katkılarını buradan ifade etmek istedim” dedi.
Karaca: Teröre karşı topyekûn mücadele gerekli
15 Temmuz’da ülkenin ciddi badireler atlattığını ve henüz tam anlamıyla tehlikelerin geçmediğine işaret eden Karaca, ulusal birliğimizi, bütünlüğümüzü tehdit eden tehlikelere karşı medya ve basının öneminin bir kez daha görüldüğünü altını çizerek, şöyle konuştu:
“Bizim huzurumuzu kaçıracak, rahatımızı, huzurumuzu bozacak girişimlere karşı, Kurum olarak veya ilgili kurullar olarak anında müdahale edebilmek, karşılık verebilmek, için ilk defa terörle veya FETO örgütüyle irtibatlı olan neşir organlarımız, tespit edilmeleri halinde ciddi müeyyidelerle karşı karşıya kalacaklar. Yönetmelikte yer alan bu düzenlemenin son derece önemlidir diye düşünüyorum. Hakikaten ülkemizin ciddi anlamda birlik ve beraberliğinin korunması gerekiyor. Bunu ne benim ne de ne basının tek başarabilmesi mümkün değil, topyekûn bir mücadeleden söz ediyoruz. Tabi ki böyle bir durumda bazılarının bu işi önemsememesi, Allah korusun bunun tersine eylem ve davranış içinde bulunması hiçbir şekilde mazur görülecek, affedilecek, ihmal edilecek bir husus değildir. Tabi burada sadece yayın organlarımızın veya onları temsil eden kişilerin kişi ve tutumlarından söz etmiyoruz. Cemiyetlerimiz var, üst kuruluşlar var, onlardan da bu hususlarda gereken özen ve hassasiyeti göstermesini bekliyoruz. Bunu beklemek en doğal hakkımız, daha doğrusu ülkemizin ve milletimizin hakkı diye düşünüyorum.”
“Biz bağımsız, egemen bir ülkeyiz”
15 Temmuz’da yaşananların hep birlikte görüldüğünü ve halen yaşananlara inanmakta güçlük çekildiğini vurgulayan Karaca, “Ülkemizin bir asrı geçen tecrübesiyle basın ve ifade özgürlüğü konusunda belli bir birikimi var. Çok önemli olduğundan bunun asla zayi edilmemesi, kuvvetlendirilerek, açık toplumun inşası için çalışmamız gerektiği, uluslararası standartların ülkemizde de bilinip uygulanması en büyük arzumuz. Fakat hepimiz de biliyoruz ki bazı durumlarda bize ders vermeye çalışanlar, ülkeler veya uluslararası kurumlar, kendileriyle ilgili durumlarda her türlü önlemi alıyorlar. Biz bağımsız, egemen bir ülkeyiz. Bu anlamda sadece ekonomik, ticari hayatımızla ilgili değil, basın hayatımızla da ilgili olarak gelişmiş ülkelerdeki ilke ve prensipleri göz önünde bulundurularak bu alanında düzenlenmesi gerektiğini hiçbir itirazımız yok. Tüm mesele, bunların kanun dışı yollarla ihlali halinde bu kişilerin elbette ki bir müeyyideye tabi tutulması hukuk sisteminin de bir gereği. Bu başka ülkelerde yapıldığı zaman hiç gündeme gelmezken, bizde yapıldığında gündeme gelmesi kabul edilebilecek bir durum değildir.
“Bağımsız devlet olduğumuzu 15 Temmuz’da gösterdik”
Hele hele içimizdeki bazı kurum ve kuruluşların böyle durumda davrananlara ödül vermesi var ki bu bizi kahreden bir şey. Üzüntü duyuyorum. Meşhur cümleyle ifade etmek gerekirse; gaflet midir, dalalet midir, hatta hıyanet midir? Bunların adını açık olarak koyalım. Aksi takdirde biz, ülke değilmişiz, devlet değilmişiz gibi bir duruma gelir ki asla öyle değiliz. 15 Temmuz’da bunu bütün dünyaya en iyi şekilde anlattığımızı düşünüyorum. Bu konuda özellikle sizlerden hassasiyet rica ediyorum, rahmetli babam sürekli söylediği bir söz vardı; ‘Evladım, düşmanın ekmeğini yiyorsanız bile kılıcını sallamak zorundasınız’. Eğer biz bu ülkenin havasını teneffüs ediyorsak, Allah rızası için ülkemizin geleceğini, bu ülkemizin değerlerini, kıymetini de koruma konusunda hassas olalım. Bunu önemsemeyen, hafife alan insanlar olabilir, ama biz bunu asla görmezlikten gelemeyiz. Bunun böyle bilinmesi lazım” diye konuştu.
Seminerin üç gün süreceğini belirten Karaca, basının bir sektör olarak ciddi problemleri olduğunu ve bunların çözümünün bulunarak kader olmaktan çıkarılması gerektiğini kaydetti.
Karaca, “Bilişim çağına girdik, gazeteciliğin konsepti değişti. Kurum olarak gelişmeleri yakından izliyoruz. Bu dönemeçten basınımızın burnunu kanatmadan dönüşümlerini tamamlamalarını istiyoruz. Dönüşüme ilişkin bir takım projelerimiz söz konusu, malum talihsizlikler sebebiyle bunları sizlere duyuramadık, ancak en kısa sürede sizlerle ve basınımızla paylaşacağız” şeklinde konuştu.
Karaca’nın konuşmasının ardından Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan’ın, “Resmi İlanların Yayınlaması Sırasında Karşılaşılan Sorunlar” konulu sunumuna geçildi.