Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gazetecilik eğitiminin Amerika’da 1908 yılında başladığını, Türkiye’ye ise geç geldiğini anlattı.
Özdemir, 20. yüzyılın başlarında Amerika’da 100’e yakın gazetecilik okulu bulunduğunu, Osmanlı döneminde Ahmet Rasim’in gazetecilik eğitimi veren bir okul açılması için çalışmalar yürüttüğünü ifade ederek, “1931 yılında Türkiye’de yeni basın yasasıyla gazetecilik eğitimi için de girişimde bulunuldu. 2 yıl sonra bu yasanın ilgili maddeleri yürürlükten kalkınca bu çalışmalar da durdu. 1960’larda bir özel okulla gazetecilik eğitimi başladı. İstanbul’da 2 yıllık ön lisans eğitimiyle başladı. Daha sonra 1 yıl ilave yaptılar. Ankara Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler Fakültesi’nde habercilik enstitüsü açıldı. Şu an Türkiye’de 42 üniversitede gazetecilik eğitimi veriliyor.” dedi.
Gazetecilik eğitiminin amacına ulaşıp ulaşmadığının her zaman tartışma konusu olduğunu hatırlatan Özdemir, şunları kaydetti:
“Bab-ı Ali’de eskiden beri mektepli ve alaylı tabiri vardır. Bu iki grubun zaman zaman çatışması olur. Alaylı gazeteciler, kusur aramaya çalışırlar, mektepli, eğitimli gazetecilerde. Gazetecilik tekniği değişiyor, anlayışı değişiyor. Görsel, sesli ve basılı gazeteciliğin yerine şimdi internet gazeteciliği hızla yayılmakta. Gelecek internet gazetecilerinin olacak. O açıdan basın yayınla ilgili okullarda, gazetecilik, iletişimle ilgili okullarda, gerek radyo sinema bölümleri olsun, gerek yazılı basın olsun, gerek halkla ilişkilerle ilgili bölümler olsun bunlar çağın gereklerine de uyarak derslerini, müfredatlarını ona göre ayarlıyorlar.”
“Resmi ilanlara zam önerisi”
Yerel basının sorunlarına değinen Ahmet Özdemir, Türkiye genelinde şubeleri olan Basın İlan Kurumu’nun, yerel basının ilan ve reklamlardan yararlanmasına yardım ettiğini dile getirdi.
Yerel gazetelerin en büyük sorununun tiraj olduğunu ifade eden Özdemir, şöyle devam etti:
“Okuyucu bulabilme çabası, teknik imkanlar, kaliteli iş gücü bulabilme yerel basının sorunları. Ama en önemlisi de sermaye bulabilme. O sorunu yıllardan beri Basın İlan Kurumu aracılığıyla verilen resmi ilan ve reklamlardan elde ettiği gelirle gideriyor. Yerel gazeteler masraflarını karşılayacak kadar ilan alamıyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada gelişen teknoloji, iletişim ağlarının her tarafa ulaşabilmesi nedeniyle resmi ilanlar azalmaya başladı. Resmi ilanlar azalınca tabi gazetelerin gelirleri de epey düştü.”
Yerel basının, resmi ilan tarifesinde zam alamadığı için bu yılı sıkıntılı geçirdiğini dile getiren Özdemir, “Basın İlan Kurumu geçen ay genel kurul toplantısını yaptı. Bu genel kurulda fiyatlar da tespit edildi. Geçen yıl da zam yapılmadığı göz önüne alınarak, tirajı 50 binin altında olan gazeteler için yüzde 20, üzerinde olanlar için de yüzde 10 civarında zam talebi hükümete gönderildi.” dedi.
Ahmet Özdemir, ilandan kaçınma, ilanları birleştirme, doğrudan alım gibi yöntemler nedeniyle resmi ilanların azaldığını aktardı.
Özdemir, Basın İlan Kurumu ve Türkiye Gezeteciler Cemiyeti’nin zaman zaman yerel basına destek vermek adına Anadolu’da eğitimler düzenlediğini hatırlattı.
“İnternet gazeteciliğinin kanunu olmalı”
Özdemir, internet gazeteciliğinin de sorunları olduğunu dile getirerek, henüz bu alanı kapsayan bir kanun olmamasının büyük eksiklik olduğunu kaydetti.
İnternet gazeteciliğinin yasal mevzuatla düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, bu nedenle bazı gazetecilerin zaman zaman sorunlarla karşı karşıya kaldığını anlattı.